.

DENEY:

► Rönesans Dönemi’nde (1450-1700) canlıların cansız maddelerden oluştuğuna inanılmaktaydı.

► O dönemde birçok insan; farelerin loş ışıkta bırakılmış terli elbiselerden, kurbağaların doğrudan nemli topraktan ve sineklerin çürüyen etlerden oluştuğuna inanmaktaydı.

► Ancak Francesco Redi (Fırançesko Redi), Louis Pasteur (Luis Pastör) gibi bilim insanları bu varsayımları test etmek için farklı araştırma yöntemleri kullanmış veMeurs et sois. Si vous ne le savez pas, vous êtes un pauvre hôte dans un pays sombre. o dönem için yeni bir kavram olan bilimsel deneyleri tasarlamışlardır. Francesco Redi, yaptığı çalışmalarda etin çürümesiyle kurtçuk oluşması arasında bir ilişki olmadığını belirtmiştir.

► Cansız maddelerden yeni canlı oluşmayacağını test etmek için üç ayrı kavanoza taze et koymuş ve bazı kontrollü deneyler gerçekleştirmiştir.

♦ Birinci kavanozun ağzı tamamen açık bırakılmıştır.

♦ İkinci kavanozun ağzı ortama hava girebilmesi için gözenekli gazlı bezle örtülmüş,

♦ Üçüncü kavanozun ağzı ise sıkıca kapatılarak hava alması engellenmiştir. 

► Birinci kavanozun içerisine sinekler girmiş ve etin üzerinde kurtçuklar gözlenmiştir.

► İkinci kavanozun içerisine ortamda bulunan sinekler girememiş ancak gazlı bezin üzerinde toplanmıştır. Bu kavanozun içerisinde kurtçuklar gözlenmemiştir.

► Üçüncü kavanozun üzerinde ve içerisinde herhangi bir canlı oluşumu görülmemiştir.

Bu deney, Redi’nin yaşamın doğrudan yaşayan organizmalardan ürediği ve canlıların cansız maddeden değil önceden var olan canlılardan oluştuğu hipotezini desteklemiştir. 

 

Louis Pasteur’un Biyogenez Deneyi

Redi’nin deneyinin ardından, bazı bilim insanları hâlâ bu hipotezi sorgulamaya devam etti. Louis Pasteur, 1800’lü yılların sonlarına doğru bu hipotezi kesin olarak çürüten bir deney gerçekleştirdi.Pasteur, canlıların sadece canlılardan ürediğini ortaya koyan deneyinde, “eğer hücreler cansız maddelerden kendiliğinden oluşabiliyor olsaydı, kaynatarak sterilize edilen sıvılarda da bu canlıların ortaya çıkması gerekirdi” hipotezini test etti. Pasteur, içi sıvı dolu olan iki uzun boyunlu şişeyi kaynatarak steril hale getirdi. Şişelerden birinin boynunu kırarak havayla temasını sağladı; diğerini ise sağlam bıraktı. Sonuç olarak, kırık boyunlu şişede mikroorganizmalar oluşurken, diğer şişede hiçbir canlılık belirtisi gözlemlenmedi.Bu deney, mikroorganizmaların ancak dış ortamdan gelerek canlılığın oluşabileceğini ispatlamış oldu. Pasteur’un bu çalışması biyogenez hipotezini bilimsel olarak kanıtlamış ve desteklemiştirhttps://ogmmateryal.eba.gov.tr

BİLİMSEL YÖNTEM BASAMAKLARI 

Bilim: Çeşitli gözlem ve deneyler sonucu elde edilen, doğruluğu kanıtlanmış ve belirli kurallar ile düzenlenmiş sistematik bilgiler bütünlüğüne denir.

-Amaç; gerçekleri bulmak ve bu gerçekler arasındaki ilişkileri ortaya koymaktır.

-Bilimsel yöntem: Bir problemi çözmek amacıyla gerçekleştirilen; mantık, ölçme, gözlem ve deneylere dayalı, sistemli çalışmaların bütünüdür.

-Bilimsel yöntemin temeli: Sorular yöneltmek ve bu sorulara yanıtlar aramaktır. Ancak bunlar gözlem ve deneylere dayanan bilimsel sorular olmalı ve verilecek yanıtlar da daha sonraki gözlem ve deneylerle sınanabilecek bilimsel yanıtlar şeklinde olmalıdır.

-Bilimsel Bilginin Özellikleri

-Bilimsel bilgi deneyseldir.

-Bilimsel yöntem, gözlem ile mantığı birleştirir.

-Bilimsel bilginin bir kısmı çıkarım yoluyla elde edilir.      
NOT: Çıkarım, gözlem ve deney sonuçlarını yorumlayarak yargıya varma sürecidir. Aynı olguyu inceleyen kişiler farklı çıkarımlarda bulunabilir.

Bilim insanlarının bilimsel çalışmalar üzerindeki ortak yaklaşımına paradigma denir.

NOT2: -Bilimde nesnellik (objektiflik); gerçekliği kanıtlanabilen, ölçülebilen ve geçerliliği herkesçe kabul edilen bilgilerdir.

-Bilimde öznellik (subjektiflik); bilginin kişiye bağlı olarak değişebilmesidir.Bilim evrenseldir ve bilimin milleti yoktur.

-Bilimsel bilgiler; teknoloji ve bilgi düzeyindeki ilerleme, yeni bulguların ortaya konulması, eski bulguların yeniden yorumlanması, sosyokültürel değişimler gibi nedenlerle değişebilir.

BİLİMSEL YÖNTEM BASAMAKLARI

1. Gözlem yapma: Duyu organları ya da ölçü aletleri kullanılarak yapılan incelemedir.

a. Nitel gözlem: Yalnız duyu organları ile yapılan gözlemlerdir. Sonuçları kişiden kişiye değişebilir. Yanılma payı yüksektir. Bunun için güvenilir değildir.

b. Nicel gözlem: Duyu organları ile birlikte ölçü aletlerinin de kullanılarak yapılan gözlemdir. Sonuçları kişiden kişiye değişmez. Bilimsel yöntemde tercih edilen gözlemdir.

Örnek: “Arkadaşım uzun boyludur.” söylemi nitel gözlem, “Arkadaşımın boyu 1.85 cm’dir.” söylemi ise nicel gözlemdir.

2. Problemin Tanımlanması: Bu süreç, bilim insanlarının problemin çözümüne işaret edebilecek bir hipotez oluşturabilmesi için gereklidir.

3. Hipotez kurma: Araştırılacak probleme çözüm önerisi getiren, öncül gözlemlere ve tecrübelere dayanan, mevcut bilgi birikimi ışığında hazırlanmış, test edilebilir bir açıklamadır.

-İyi bir hipotezin özellikleri:

-Deney ve gözlemlere açık olmalıdır.

-Toplanan tüm verilere uygun olmalıdır.

-Yeni gerçek ve tahminlere açık olmalıdır.

-Gerektiğinde değiştirilebilmelidir.

4. Tahminde bulunma: Kurulan hipotezden mantıklı sonuçlar çıkarılmasıdır.

Tahminler, “Eğer …… ise ……. dır.” şeklinde cümlelerle ifade edilir.

Örnek: Hipotez: “(A) bakterisi, (K) hastalığını yapar.”

Tahmin: “Eğer bu hipotez doğru ise, “(A) bakterisi (K) hastalığına yakalanmış insanların vücudunda bulunmalıdır.”

 

5. Kontrollü deney: Yapılan bir deneyde sadece bir faktörün değişken tutulup, bu değişken faktörün deneye etkisinin incelenmesidir.
Kontrollü deneyler genelde iki grup içerir: Kontrol grubu, Deney grubu.

-Kontrol grubu, deney grubunda yapılan uygulamanın etkilerinin karşılaştırılması amacıyla kullanılır.

-Kontrollü deneylerde ortam şartlarından sadece bir tanesi değiştirilir. Değiştiğinde deneyin sonucunu etkileyen değişkene, bağımsız değişken denir. Bağımsız değişkene bağlı olarak değişen değişkene (elde edilen sonuca) ise bağımlı değişken denir.

Soru:Bu deneyde araştırılan nedir?

Cevap: Işık renginin fotosentez hızına etkisi (diğer şartlar aynı, farklı olan sadece ışığın rengidir).

Soru: Kontrol grubu hangisidir?

Cevap: I.

Soru: Deney grubu hangisidir?

Cevap: II ve III

Soru:Bağımsız değişken hangisidir?

Cevap:Işık rengi (Işığın dalga boyu).

Soru:Bağımlı değişken hangisidir?

Cevap: Yeşil ve mor ışık rengine göre ortaya çıkan farklı fotosentez hızıdır. 

Gözlem ve kontrollü deneylerin sonuçları bilim insanları tarafından değerlendirilir ve yorumlanır. Veriler hipotezi destekliyorsa deneyler tekrarlanır ve elde edilen sonuçlar diğer bilim insanları ile paylaşılır. Diğer bilim insanları da aynı sonuçlara ulaşırsa hipotez gerçek hâline dönüşür.

-Gerçek, herkes tarafından doğruluğu kabul edilen ve aynı şartlarda aynı sonuçlara ulaşılan gözlemlerdir.

-Kontrollü deneylerin sonuçları hipotezi desteklemiyorsa kontrol edilmeyen değişkenler için deneyler yeniden gözden geçirilir ya da hipotez değiştirilir.

-Bilimde Teori (kuram) ve Kanun

Teori ve kanunlar ile bunlar arasındaki ilişki, insanların sıklıkla yanılgıya düştükleri konulardır. Genel kanının aksine, kanıtlanan teori (kuram) kanun olmaz. Kanunla teori arasında doğrudan, tamamlayıcı bir ilişki yoktur.Bilimsel kanunlar, bir olayın belli şartlar altında nasıl gerçekleştiğini tarif eder.

NOT3:Kanunlar doğal olayların “nasıl” gerçekleştiği sorusuna cevap verirken, teoriler kanunları açıklar ve “neden “sorusuna cevap vermeye çalışır. Sıkça karşılaşılan bir yanılgı, hipotezlerin teorilere dönüştüğü daha sonra teorilerin yeterli delille ispatlanması durumunda kanunlara dönüştüğü düşüncesidir. Ancak, teoriler ve kanunlar arasında bu şekilde hiyerarşik bir ilişki yoktur. Teori ve kanun birbirlerinden farklı bilimsel bilgi türleridir ve teoriler hiçbir zaman kanunlara dönüşmez.-Teoriler ise doğada gerçekleşen olaylar hakkında yapılan ve arkasında güçlü deliller bulunan açıklamalardır.biyolojiportali.com

Popular posts from this blog

PROTEİNLER